Tarihinizi Başınıza Devşirin
Tarih yazıcılığı konusunda bilinenin aksine bir tarihçinin ben biz diliyle yazmaya çalışması objektif bir bakış açısını zedeleyip klasik tarih anlayışına set çekebilmektedir. Bunun tersine de objektifliğin her zaman işlemesi gibi bir durum söz konusu olmamalarıdır. Nitekim tarih yazarken dikkat edilmesi gereken husus kaynakların birinci el hassasiyeti olmakla beraber onların muadilleri olan ikinci el kaynaklardır. Bu perspektifle tarihçi en güvenilir olanı seçmekle yükümlü olacak en başta da düşünce tarihi ile ilgilenecektir. Tarihinizi başınıza devşirin derken demek istediğim mesele şu ki; sahip çıkılan her tarih, olgusal olarak yaşanmışlıkları ve yaşananların nelere zemin hazırladığı ile ilgilenmelidir.
Sahip çıkmak kavramıyla vermek istediğim mesaj, milletlerin hafızasında yer eden tarih algısını ben, biz zamirlerini kullanarak değil de "o" olduğu için yani araştırılmaya, incelenmeye muhtaç olan bir olgu olduğu için üzerinde durmaktır. Mesela bir örnekle taçlandıracak olursak, Heredot, "History"sini yazarken birebir görgüsel tanıklığa önem vermiş ve nedenselliğe yoğunlaşmıştır ki zıt iki perspektifin açısından olayların incelenip araştırılması anlamına gelmektedir. Yani düşünce tarihinin bel kemiğini oluşturan bu yapı neden sonuca bağlı olmakla beraber mantıksal bir çerçeve sunmaktadır. Bu çerçeve elbette ki tarihe karışacak bir isimle anılacaktır: "Tarihin Babası".Bu unvanı Cicero'dan alan Heredot'un metod ve yöntemleri tarihin ana hatlarının oluşumunda felsefik damarların tarih disipliniyle iç içe geçmesinin bir sonucu olarak görülebilir. Unutmayın; ideolojik ve düşunsel olarak var olmadığımız sürece beyinlerimiz başkaları tarafından "devşirilmeye" mahkum olabilir.
Ayrıca bkz: Tarih Metodolojisi - Prof. Dr. Ekrem Memiş
Yorumlar
Yorum Gönder