Van Gogh: Patates Yiyenler

 Herkes, olanı olduğu gibi göstermekten kaçınıyor. Biz tanışırken aslında olan bizi tanıtmaktan kaçınıyoruz, esnaflar malının esas değerini söylemekten kaçınıyor, din adamları günahsız olmadıklarını söylemekten kaçınıyor, sanatkarlar ne anlatmak istediğini apaçık göstermekten kaçınıyorlar. Aslında olmayan çok şeyi anlatıp olanları görünmez yapmaya çalışıyoruz.
Vincent Van Gogh, kardeşi Theo'ya yazdığı mektupta "Bir köylü tablosu hiçbir zaman güzel kokular sürmüş gibi olmamalı. Bir resim domuz eti, av eti ve patates kokuyorsa iyidir! Bir ahır gübre kokuyorsa tamam." der.
Böylece Van Gogh köy hayatını resmetmeye çalışanlara kafa tutarken biz ressam olmayanlar ise olduğu gibi olmayanlara, sahip olduğu renkleri farklı renklermiş gibi göstermeye çalışanlara kafa tutuyoruz. Van Gogh, köylülerin gerçekten nasıl yaşadıklarını göstermek, zorlu köy yaşamının kasvetine uygun renklerle betimlemek istiyordu. Fakir köylerde misyonerlik ve vaizlik yapan Van Gogh tüm gün köylüleri tarlalarında çalışırken izler, onları tuvaline yansıtmaya, teknikten uzak, yaşandığı gibi anlatmaya çalışırmış. Her sabah gözlerini açar açmaz çalışmaya başlayan elleri kararmış, sertleşmiş köylüleri göstermek istemiştir. Tabloda da küçük bir ışığın altında sade yaşam süren,metropol insan yüzü ifadelerinden uzak çizilmiş insanlar, aynı tabaktan patateslerini yerler. Bize o tablonun bir köşesinde oturup loş ışıkta patates yiyenlerin yorgunluğunu hissettirmek ister.  Bu tabloya baktığımızda sabah kalkmak zorunda olan yorgun, tüm gün çalışma karşılığını yalnız bir patates yiyerek almış olan gerçek köylüleri görüyoruz. Pazar günü kiliseye gitmek için giyinip süslenmiş köylüleri değil, esas köylü yaşamını görüyoruz.
     Bir köylü eli kalın, sert, çalışmaktan çatlamış ve araları topraktan kararmış haldeyse aynı eller resimde de çizilmelidir ressama göre. Tabloda patates yenecekse yine o ellerle yenmelidir ki gündüz sürülen tarla bir anlam kazansın, sahibini anlatsın.  Gogh, ahırın gübre koktuğunu biliyor, gübre koktuğunda ahır olduğunu söylüyordur. Ahırı ahır yapan gübre kokusu gösterildiğinde tamamlanacağını söylüyordur. Esas kokusunu inkar eden bizler de ısrarla siyahken beyaz görünmeye, fakirken zengin görünmeye, az çalışmışken çok çalışmış gibi görünmeye , öz olmaya karşı tepkiliyiz. Biz patates yiyorken Beşamel Soslu Mantar yiyoruz. Şaşılacak şey değil mi?



Yorumlar

Popüler Yayınlar